Tabduk Emre

 Sarıyar'a 5 Km uzaklıkta , Nallıhan yolu üzerinde komşu köyümüz, Emrem Sultan'da, büyük halk ozanı Yunus Emre'nin hocası, Tabduk Emre'nin türbesi bulunmaktadır. Her yıl ağustos ayında şenliklerin düzenlendiği bölge gezilmeye değerdir.

 TABDUK EMRE

  Büyük bir Mutasavvıfı, Tabduk Emre'nin hayatı hakkında elinizde azçok bilgi vardır. Bektaşı velayetnamesi; O'nu Barak Baba, Sarı Saltuk gibi Hacı Bektaş-ı Velinin halifesi olarak göstermektedir. Gene kaynaklara göre Tabduk Emre; Baba İlyas, Baba İshak, Hacı Bektaş, Barak Baba, Seyyid Muhammet Hayrani gibi devrin manevi önderleri ile ilişki içinde olmuştur. Tabduk Emre kesin olarak bilinmemekle birlikte miladi 1200'lü yıllarda bu bölgede yaşamıştır ve Hoca Ahmet Yesevi'nin müritlerinden olduğu bilinmektedir. Tabduk Emre Nallıhan civarında Sakarya Nehri kenarında karanlık dere denilen yere yerleşmiştir. Karanlık Dere denilen yer bugün Emrem Sultan köyünün bulunduğu yerdir. Burasının yerleşim yeri seçilmesi bir raslantı olarak düşünülemez. Bu yöre Selçuklu ülkesinin bir uç bölgesiydi. Bizans hakimiyetine yakındı. Hristiyan ve müslüman halk içi içe yaşıyordu. Tabduk Emre buraya yerleştikten sonra kısa sürede çevrede kendisine ün yaptı. Çevrenin ilgi odağı haline geldi. Halk kurulan dergaha sürekli yardımda bulunmuştur. Ancak Tabduk Emre yardım almak yerine üretken olmayı benimsemiştir. O zaman köyün bulunduğu yamaçlar ve sırtlar ardıç, çam, meşe gibi ağaçların oluşturduğu ormanlarla kaplıydı. Tabduk Emre müritleriyle birlikte tarlalar açtı. Dergaha gelir amacıyla bahçe ve tarla ziraatinin yanı sıra Koyun, Sığır gibi hayvanlarda edindiler. Böylece müritlerin çalışmasının şart olduğu gösterdi. Müritler, ibadet ve zikir dışında zamanlarını çalışarak değerlendirmeyi. Bir görev olarak şeyhlerinden öğrendiler. Bu çalışmalar esnasında kesinlikle israfa yer vermiyordu. Aynı dönemde Hacı Bektaş Veli de Kırşehir Suluca Karahöyük köyüne yerleşmiştir.

  Bir gün Hacı Bektaş Anadolu'daki erenleri yanına çağırır. Tabduk Emre ben nasibimi aldım deyip davete uymaz. Fakat Hacı Bektaş'ın ısrarı üzerine dergahına varır. Kendisine gelmeyişinin sebebi sorulur; şöyle cevap verir. 'Erenler meclisinde birgün perde aralığında el uzandı ve bize nasibimizi verdi.' dedi. Hacı Bektaş; 'O eli görsen tanır mısın?' der. Tabduk Emre; 'elbette tanırım. Ayasında yeşil bir ben vardı, o eli bir ordunu içinde görsem tanırım' der. O zaman Hacı Bektaş sağ elini Emre'ye uzatır. Emre o yeşil beni burada görünce, heyecanlanır ve 'TABDUK SULTANIM, TABDUK SULTANIM' diye bağırır. Aradığı kişinin karşısında olduğunu anlar, ve o günden sonra Emrem Şeyhin adı 'Tabduk Emre 'olur. Tabduk aradığımı buldum demektedir.

  Tabduk emre, tıpkı Hacı Bektaş Veli'nin Suluca Köyünde yaptığı gibi, Karanlık dereyi bir üretim merkezi haline getirmiştir. Tabduk Emre,irşaatta halkı aydınlattığı gibi, günlük hayatta da bunu yapmış halka her konuda önderlik etmiştir. Tabduk Emre'nin kişiliğinde tarafsızlık, hoşgörü ve sevgi gibi değerler doludur.

Bunu Yunus'un şiirlerinde görmek mümkündür.


Elif Okuduk ötürü, Ben gelmedim davi için Mal sahibi mülk sahibi,

Pazar eyledik götürü. Benim işim sevi için Hani bunu ilk sahibi,

Yaratılmışı hoş gördük, Dostun evi gönüllerdir Mal da yalan mülkte yalan,
Yaratandan ötürü. Gönüller yapmağa geldim. Var birazda sen oyalan.


İşte bu Tabduk Emre Anadolu'yu aydınlatan Yunus Emre'nin hocasıdır. Yunus kendi tarikat dizisini verirken ilk olarak Tabduk adını anmakta ve Tabduk'un kapısında yerleştiğini belirtmektedir.

  TABDUK EMRE'NİN VASİYETİ VE ÖLÜMÜ

  Tabduk Yunus'u yanına alır, dergahın ön tarafına çıkarlar. Tabduk Emre orada bir dua okur ve elindeki asasını 3 kez sallayıp havaya fırlatır ve Yunus'a asayı bulduğu yerde sona ereceğini belirtip, şunları söyler; 'Bu dünya fanidir kimseye kalmaz, kalbini temiz tut ebediyen solmaz. Haram yersen vefası olmaz, Helal yersen Hz. Allah sormaz. Kalp bir ateştir, yanar sönmez. Bazı insanlar şeytana döner, bir gün gelir sonunda ocağı söner.' dedikten sonra, 'Bak evladım bana verilen görevi buraya kadar getirdim artık yaşlandım, çalışacak gücüm kalmadı. Bundan sonra bu görevi sen yapacaksın. Bütün dünyaya ışık tutacaksın. Sana güveniyorum. Haydi yolun açık olsun, der. Yunus hocasının ellerinden öper, helalleşirler ayrılırlar. Yunus gittikten sonra, yakınlarını yanına toplar, onlara; Halep müftüsünün kızı ziyaretimize gelmek üzere yola çıktı, ama onu görmeye benim ömrüm yetmeyecek. Kendisi buraya geldiğinde saygı sevgi gösterin. Bu misafir buraya geldikten sonra vefat edecek, onun kabrini, sonra benim kabrimi ziyaret etsinler der ve birkaç gün sonra vefat eder. Şimdiki yattığı yere defnederler.

  Kısa bir süre sonra Halep Müftüsünün kızı gelir. Yol yorgunluğu üzerine hasretini çektiği Tabduk Emre'nin öldüğünü öğrenir, bu acıya dayanamaz, hastalanıp burada vefat eder. Tabduk Emre'nin dediği gibi mezarını türbenin ön tarafına yaparlar. Gerçekten burada bu mezar mevcuttur. Aynen Tabduk Emre'nin dediği gibi türbeyi ziyarete gelenler önce bu ulu kişinin mezarını ziyaret edip, daha sonra Tabduk Emre'nin türbesini ziyaret ederler.

Sarıyar'dan

Sarıyar Barajı

Göl Manzaralı Seyir Terası

Sarıyar Yüzme Havuzu

Sarıyar İğne Oyası

Desteklerinizi Bekliyoruz

Biz Hep Biriz
İletişime Geçiniz.

SARDER'den Güncel Haberler

  • Hepsi
  • Duyurular
  • Etkinlik
  • Sergi

b1

b1

bilgi

b2

b2

bilgi2

b3

b3

bilgi3

b4

b4

bilgi4

b5

b5

bilgi5

Kültürel ve Tarihi Değerlerimiz

(d. 1210-1215 - ö. ?)

Tabduk Emre

, Horasanlı bir Türkmen dervişi olan Yunus Emre'nin mürşidi olarak tanınır. Doğum tarihi 1210 ve 1215 yılları arasında tahmin edilmektedir. Rivayete göre, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre'nin eğitimini Tapduk Emre'ye emanet eder. Tapduk Emre'den itibaren Anadolu'da "Tapduklular" adında bir topluluğun varlığı belirtilmektedir. Yunus, Nallıhan Tapduk Emre dergahında kırk yıl boyunca odun taşıyan bir derviştir ve taptukluların yetiştirdiği en büyük ozanlardan biri olarak kabul edilir.

Devamı

Yunus Emre

Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsü olan mutasavvıf ve halk şairidir. Yunus Emre, Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılmaya ve Anadolu'nun[9] çeşitli bölgelerinde büyüklü küçüklü Türk beyliklerinin kurulmaya başlandığı 13. yüzyıl ortalarından[10] 14. yüzyılın birinci çeyreğine kadar Orta Anadolu havzasında, Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde yer alan Sarıköy'de yetişmiş ve Ankara'nın Nallıhan ilçesindeki Tapduk Emre'nin dergâhında yaşamıştır.

Devamı

Sitemize ve Derneğimize Üye Olunuz

Bilgi Formu

İletişim

Telefon
....

Email: info@sarder.org
Web: www.sarder.org

Location: 06920 Sarıyar
Nallıhan/Ankara

Adınız Soyadınız :
Telefon :
Konu:
Email:
Mesajınız: